Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Taciz Meselesi: Hasan Ali Toptaş

Resim
  Hasan Ali Toptaş Geçtiğimiz günlerde son yılların en çok okunan ve tavsiye edilen, saygın (!) yazarlarından biri olan Hasan Ali Toptaş’ın aslında bir tacizci olduğunu öğrendik Twitter sayesinde.    Konuyla ilgili söyleyeceklerime geçmeden önce bilmeyenler için meselenin ne olduğunu kısaca özetleyeyim. Bir Twitter kullanıcısı geçtiğimiz günlerde Hasan Ali Toptaş ile ilgili şöyle bir Twit paylaştı:    “ Ben ve pek çok arkadaşımın kendisi ile nahoş anıları var üniversite yıllarına ait. Şu anki bilinç ve cesarete sahip olsam kesinlikle ifşa ederdim.   Klasik orta yaş üstü cis erkek edebiyatçı. Gerçekten büyük bir hayal kırıklığıdır kendisi.”    Bunun üzerine birbirinden farklı pek çok kadın HAT ile ilgili benzer paylaşımlarda bulundular.  HAT, olayın ardından paylaştığı bir kamuoyu özür metniyle olayı yalanlamadı; daha doğrusu yalanlayamadı diyelim.   Dahası, bu twit bir ifşa zincirinin fitilini ateşledi; sanat ve edebiyat camiasına ait pek çok ismin taciz hikayeleri farklı farklı kullan

Nar Tadında Alıntılar: Montaigne

Resim
Temple Of Pallas, Rome, 1783-1852 by Samuel Prout  "Romalılar sömürgelerini bu yoldan kuruyorlardı; kendi şehirlerinin aşırı ölçüde şiştiğini görünce az gerekli halkı çıkarıyor, fethettikleri yerlere yolluyorlardı. Kimi zaman savaşları bile bile kışkırtıp besledikleri de oldu: Yalnız adamlarını hep tetikte tutmak, bozulmaların anası olan işsizliğin daha kötü sonuçlarını önlemek için yapmıyorlardı bunu: Fazla uzun bir barışın dertlerini çekiyoruz; Lüks, kılıçtan beter eziyor bizi.   Cumhuriyetlerinden biraz kan alınmasını sağlamak, gençlerinin fazla ateşlenen kanlarını serinletmek, fazla taşkın büyüyen bu ağacın dallarını biraz kısaltıp aralamak istiyorlardı. Kartacalılara karşı açtıkları savaşın nedeni buydu... Bizim zamanımızda da böyle düşünenler var; içimizde fazla kaynayan kanı bir komşu memleketle yapılacak savaşta akıtmak istiyorlar; yoksa diyorlar, bedenimizi saran bu ateşli akıtlar başka yere akıtılmadı mı bizi uzun süre sıtma sıcaklığı içinde tutup sonunda içimizden çöker

Amerikan Rüyasının Gerçekte Bir Kabus Olması Üzerine

Resim
Benim de çocukluk ve lise yıllarım birçoklarımız gibi Amerikan kültür bombardımanıyla geçti. Amerikan yapımı çizgi filmler, malum fast food zincirlerine olan özenti, Backstreet Boys , Blue , Avril Lavigne , the Cranberries , Metallica , Evanescence , Linkin Park , Hollywood filmleri, NBA maçları... Hele bir de kuzenimin bizzat Amerika'dan getirdiği Lance Armstrong'un Livestrong bilekliklerim vardı ki, benim için oldukça değerliydi. Elbette o dönemler bizim gibi "gelişmekte olan" ve daha da kötü durumdaki ülkelere uygulanan bu kültür emperyalizminden habersizdim. Ergenliğin verdiği durumlar işte, bilirsiniz... Livestrong bilekliğim, dinlediğim yabancı müzikler ve takip ettiğim filmlerle havalıydım. Henüz bu tüketime dayalı kültüre bizzat yerinde maruz kalıp tiksineceğim yıllardan habersizdim. Galiba lise son sınıftaydı, bir tarih öğretmenim Amerika'nın Avrupalılar tarafından keşfinden sonra kıtada yaşananlardan bahsetti kısaca. Malum, müfredatta böyle şeyler yok.