Sadece Bir Tutam Mimoza Çiçeği: En Güzeli!


Dünya Emekçi Kadınlar Günü

8 Mart’ta kutlanan Dünya Kadınlar Günü, esasında Dünya Emekçi Kadınlar Günü’dür, birçoğumuzun malumu. 1909 yılında Amerikan Sosyalist Parti tarafından o dönemde yalnızca Birleşik Devletler adına ilan edilen Dünya Kadınlar Günü, daha sonra Socialist International ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası platformlarca ve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere diğer ülkelerce de tanınmaya ve ilan edilmeye başlandıkça tüm dünyada bilinir ve çeşitli yorumlarla kutlanır oldu. Bu yayılmaya katkı sağlayan ve bugünün emekçi kadınlarla ilişkilenmesini sağlayan en önemli olay ise, bugünün ilanından yalnızca iki yıl sonra, 1911’de New York’ta bir tekstil fabrikasında çıkan yangın oldu. Triangle Shirtwaist Factory yangını, insanlık dışı şartlarda çalışan onlarca genç kadının canını aldı ve bunun tek sorumlusu fabrika çıkarlarından başka şey düşünmeyen, insanlıktan nasibini almamış fabrika sahipleriydi. Bu olay, işçi ve kadın haklarında bir dönüm noktası oldu.
 
Alttaki içi mimoza dolu küçük kutu
bugün gittiğim kafenin 8 Mart hediyesi :)
Bugünün amacı, kadınların karşılaştığı sosyal, politik, ekonomik ve kültürel zorluklara, eşitsizliklere ve adaletsizliklere dikkat çekmek ve onların haklarını korumak ve aynı zamanda bu konularda kadınlara destek olan, katkıda bulunan isimlere dikkat çekmek ve onları anmak. Ancak, son yıllarda, bu bloğun isim babası olan arkadaşımın da söylediği gibi, fakirlik, siyah tenli olma, göçmenlik ve kadın hakları gibi konular her mecrada ucuza prim yapmanın kolay yolu haline geldi; kapitalizmin yol açtığı sorunlar bizzat kapitalizmi beslemeye başladı. Kadınlar Günü’nde de bir çiçek ve hediye çılgınlığıdır aldı başını gitti.

Bana göre doğum günleri, yıldönümleri, sevgililer günü, işçi bayramı, ve tabii ki kadınlar günü gibi kimilerince özel addedilen bir takım günler, sevdiklerimizi mutlu etmek, özel hissettirmek ve onlarla güzel anlar paylaşmak için birer amaçtan ibaret. Tüketim çılgınlığına kendini kaptırmadan, günlük rutinlere biraz ara verip, bir fincan çay/kahve eşliğinde hoş bir sohbetle bir buket çiçek armağan etmekte bir kötülük göremiyorum. Öte yandan sohbeti es geçip telefonuna gömülerek kahvenin yanına çiçeği oturtup kadını onunla baş başa bırakıyorsan misal, veya yüzüne bakmadan, insanca birkaç saatini ayırmadan onun yerine pahalı bir hediyeyi bırakıyorsan kollarına kadının, maksadını aştın demektir. İncir çekirdeğini doldursun doldurmasın, büyük küçük hiçbir fırsatı kaçırmadan hayattan yediği tüm kazıkların bedelini karısına kızına ödetenler, sevdiklerine aslan kesilip, ev dışındaki herkese kedi gibi olanlar, sizin hele hiç hakkınız yok bugün kadınlarınıza küçük bir hediye dahi almaya. Malum, hediye verebilmek de bir hak meselesidir, herkes herkese hediye alamaz, herkes herkesten hediye kabul etmez. Fakat söylediğim gibi, bana göre hak edenler için Kadınlar Günü de diğer “sevmeye bahane günler” gibi günlük hayatın rutini, yoğunluğu ve telaşı içinde, ihtiyaçlar, iş, güç derken hakkıyla vakit ayıramadığımız sevdiklerimize bazı duyguları hatırlatmak ve bizzat hatırlamak için sunulmuş yapay da olsa birer fırsat. Elbette içini doldurabilene... 

Mimoza Çiçeği ve İtalya'da Kadınlar Günü

İki sene önceki İtalya seyahatlerimden biri 8 Mart’a denk gelmişti, o zamanlar İstanbul’da yaşıyordum. O gün gittiğim kafede ve restoranda mimoza çiçekleri hediye edilmişti bana ve hem çok şaşırmış hem de çok sevinmiştim. Bu, benim İtalya'da tecrübe ettiğim ilk Kadınlar Günü'ydü ve daha önceki deneyimlerimde olmayan bir detayla ilk kez karşılaşmıştım. İtalyanlar bugünü de kendilerine has zarafetleriyle kutlamanın bir yolunu bulmuşlardı… O gün sebebini merak edip peşinden gitmemiştim ama bu sene İtalya’da 8 Mart neden mimozalarla kutlanıyor merak ettim ve dilimden geldiğince İngilizce ve İtalyanca araştırdım, çevremde soruşturdum.
 
Gittiğim restorandaki her masaya
küçük birer dal mimoza çiçeği bırakılmıştı, 8 Mart 2017
İtalya’da mimoza çiçeğinin Kadınlar Günü ile ilişkilendirilmesi 1946 senesine uzanıyor. Zaten o tarihten önce de faşist rejimle yönetilen  İtalya’da Kadınlar Günü pek gündemde olan bir gün değildi çünkü sosyalist bir parti tarafından ilan edilen bu gün aynı zamanda işçi haklarını da savunuyordu ve faşizm, ne işçi ne de kadın hakkını malum, pek de haz etmeyen bir rejimdi.. Okuduğum çoğu kaynağa göre o yıl, Unione Donne Italiane, yani İtalyan Kadın Birliği’nin üç üyesi, savaş ve faşizm yorgunu ülke kadınlarına umut ve güç olacak bir sembol arayışı içine girdiler ve bu sembol bir çiçek olsun istediler. Öyle bir çiçek olmalıydı ki, tıpkı kadınlar gibi hem neşe, hem güç, hem zarafetin sembolü olsun, hem de savaş ertesi ekonomik koşullarda herkesin kolayca edinip birbirine hediye edebileceği şekilde uygun fiyatlı olsun. Aydınlık sarı rengi, kırılgan, haniyse pamuk gibi görüntüsüne rağmen son derece güçlü olan çiçekleri ve kolay yetiştirilmesi sayesinde uygun fiyatıyla mimoza çiçeği en güzel seçenek olarak öne çıktı. Üstelik mart ayı başında açan çok az çiçekten biri olması da cabası! Rivayet maiyetinde diğer bir hikayeye göreyse, 1911’deki yangın faciasının gerçekleştiği fabrikanın bahçesinde mimoza ağacı olduğu için bu çiçek seçilmişti. İtalyanca öğretmenim de bugün sınıfta yaptığı Kadınlar Günü konuşmasında bu hikayeyi anlattı.

Ayrıca mimoza çiçeği burada sadece erkeklerden kadınlara hediye edilmiyor; beni çok mutlu eden bir anlamla, dayanışma niyetiyle, kadınlar da birbirlerine hediye ediyorlar. Bir rivayete göre bu gelenek de, 1946 yılından da önceye, faşizm dönemine dayanıyor. Her ne kadar o yıllarda Dünya Kadınlar Günü faşist yönetim tarafından tanınmasa da, fabrika işçisi kadınlar  o dönemde de mimoza çiçeği ile hediyeleşirlermiş. Kim bilir, belki de mimozanın İtalya’da Kadınlar Günü sembolü olmasının asıl sebebi budur.

8 Mart günü buralarda gittiğim her yerde mimozalarla karşılaşmak bunları bilmeden de beni çok mutlu ediyordu, gerçekten de amacına uygun bir neşe kaplıyordu içimi. Şimdi artık nereden geldiğini, anlamını da biliyorum ya, bugün daha çok mutlu etti. Bugün de kahve içmek için gittiğim kafede beni mimozalı zarif bir kutu karşıladı; evet küçük bir kutu, ama yalnızca mimoza değil, bir yığın anlamla dolu. 8 Martlarda en güzel hediyeleşme şekli: tüketim çılgınlığından uzak, ama bir o kadar da zarif ve estetik bir buket veya sadece bir tutam mimoza çiçeği, en güzeli! 

Emeğiyle, cana can, kana kan katan, tüketen değil üreten, yalnız kendini ve ailesini değil, nefes alan tüm canlıları gözeten, hak, hukuk, etik, ahlak bilen, ezmeyen, ezdirmeyen, erkekleşmeden, kadınlığıyla, analığıyla, insanlığıyla bulunduğu yeri güzelleştiren tüm kadınların günü kutlu olsun!




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'den Defolup Gitmek

Goethe'nin İtalya Seyahati'nden Bize Kalan

Gülümseyen Van Gogh: "Çiçek Açan Badem Ağacı"