ERKEKLERİ NEDEN KISKANIYORUM?

Aşağıdaki satırları ben yazmadım, sevgili Elif hanım yazmış Meğer Ben Feministmişim isimli son kitabında. Ama ben yazmış da olabilirmişim; sadece buraya, aşağıya aldığım kadarının değil, komple kitabın tamamında anlattıklarının, söylediklerinin hemen hepsinin altına imzamı atarım. Atamayacaklarım da kendisinin kişisel bilgileri ve deneyimleridir herhalde :)) 

Evet, nihayet ben de böylece erkekleri neden kıskandığımı açıklamış oluyorum:


"Eğer 20. yüzyılın başında yaşıyor ve bu düşüncelerimi sevgili ve cehennemlik Freud'un psikanaliz koltuğunda dile getiriyor olsaydım, muhtemelen bana penis kıskançlığı teşhisi koyardı. Avusturyalı sinirbilimcinin bu teorisine göre kız çocukları penisleri olmadığını fark ettiklerinde kendilerini eksik hissediyor ve erkeklere karşı haset besliyorlar. Bu kıskançlık hissi ancak anne olduktan sonra geride kalıyor, çünkü kadın bebeğini penisin sembolik bir hediyesi olarak görüyor, böylelikle penis eksikliğinden kaynaklanan öfkesini bir kenara bırakarak kadınlığını kabul edip kocasının sevgisine teslim oluyor.


Freud bana bu teşhisi koysaydı ben de ona saçmalamamasını, cinsel organlarımla herhangi bir sorunumun olmadığını, penisin kendisini değil, penisle birlikte gelen ayrıcalıkları kıskandığımı söyler, zaten de Simone de Beauvoir'ın, bu teorinin adını haklı olarak ayrıcalık kıskançlığı şeklinde düzelttiğini anlatırdım. Ne küçük bir kız çocuğuyken oğlanların, ne de yetişkin bir kadın olduğumda erkeklerin penisini falan kıskanmadım ben. Kıskandığım şey, o penisle birlikte gelen ayrıcalıklar, özgürlükler oldu hep... Erkekler kadar rahat giyinememek, onlar kadar rahat gezememek mesela... Karşımdaki adam memelerimden tahrik olmasın diye 35 derece sıcaklıkta sütyen giymek durumunda bırakılırken ben, aynı adamın sırf penisi var diye üstü çıplak gezebilmesini kıskanıyorum, evet. Ev haliyle gezerken kapı çaldığında kapının arkasına saklanarak açarken ben, erkek bir insanın beyaz atletle rahat rahat salınabilmesine uyuz oluyorum. Ben hava karardıktan sonra yürüdüğüm sokakta sürekli arkamı kollama ihtiyacı hissederken, erkeklerin böyle bir endişeden bihaber olacak kadar rahat yaşamalarını kıskanıyorum. Benim kendime otomatik olarak uyguladığım kısıtlamalar erkek kişisinin hepimizin gözüne sokulan ayrıcalıkları ve ayrıcalıklarda gözümün olması kıskançlıksa eğer, evet, hasedimden çatlıyorum!" (syf 253-4)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'den Defolup Gitmek

Goethe'nin İtalya Seyahati'nden Bize Kalan

Gülümseyen Van Gogh: "Çiçek Açan Badem Ağacı"