Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Türkan ve Birtakım Nedenler

Resim
Öncelikle, böyle şeyler söylenmez. Benim okuduğum, öğrendiğim güzel ahlak, bir elin verdiğini öbür elden saklamanın ve alçakgönüllülüğün erdeminden söz eder. Son derece önemli bulduğum bu özellikler ne yazık ki giderek azalmaya başladı ve azalması oranında da değerlendi. Zira içinde bulunduğumuz çağ bize sürekli kendimizi pazarlamayı öğütlüyordu ve sahip olunan her olumlu özellik piyasa değerimizi artırıyordu, öyleyse modası geçmiş bir takım değerlere takılı kalmak niyeydi? Eğer bir yerlerde birilerine beş kuruşluk faydamız dokunduysa veya örnek bir davranış sergilediysek bunu neden başkaları da bilmesindi? Çünkü bu yüzyılda "başarılı" olmak bunu gerektiriyordu. Öte yandan, her ne kadar böyle şeylerin gizli kalmasına ehemmiyet versem de, birtakım başka nedenlerden ötürü bu kez size bir şeyler anlatacağım, oturup benim gibi edebiyatını yapmak yerine ayağa kalkarak somut değişiklikler yapan sevgili Hale Bayrak (ayrıca bknz. Nesli Çoğalan Peter Panlar ve Ale) gibi insanların af

''Seven kıskanır'' mı acaba?

Resim
Öğle yemeğim için bir kafeye oturuyorum, yalnızım. Çok geçmeden yan masaya hal ve tavırlarından çift oldukları anlaşılan iki genç oturuyor. Bir süre sonra erkek olan gencin, diğerinin telefonunu incelediğini ve orada karşısına çıkan erkek isimleriyle ilgili kızı sorguya çektiğini fark ediyorum. Masalar bizde malum, oldukça yakın dolayısıyla dinlediğim takdirde ne konuşulduğunu duyabiliyorum. “Bu kim?” “O niye burada?” gibi sorular soruyor genç kıza ve o da karşı tarafa makul geleceğini düşündüğü açıklamalar yapıyor tane tane. Birer kahve içiyor ve kalkıyorlar ve o bir kahve içimlik zamanı böyle geçiriyorlar! Belli ki bir kahve içimlik imkânları var, onda da karşılıklı hoşbeş etmek, bir şeyler paylaşmak yerine “telefon kontrolü” ile zamanlarını hiç ediyorlar. Şaşkınım. *** Üniversitede bir arkadaş ortamındayız. Türk yemekleri pişirip Amerikalı arkadaşlarımızı davet ettiğimiz akşamlardan biri, kültürlerarası renkli sohbetler eşliğinde, yiyip içerken hoş beş edeceğiz. Amerikalı ç

Pierre Loti'de Bir Çaçaron

Resim
Kaç zaman olmuş görmemişiz birbirimizi, patlamalar, kazalar, cenazeler.. Zor günler geçirmişiz, sevdiklerimizle son kez vedalaşmış, kaybetme korkularımızla, ölümün soğukluğuyla yüzleşmek zorunda kalmışız. Ve tüm bunların ardından bir araya gelmiş, iki satır nefeslenelim, hayatta hala güzelliklerin varlığına inancımızı ve devam etmemizin harcı umudumuzu tazeleyelim, hasret giderelim diye sözleşmiş, İstanbul'un nerelerinden kopmuş gelmiş, şansımız yaver gitmiş, istediğimiz bir köşeye kurulabilmişiz bu güzel tepenin bu pek meşhur çay bahçesinde. Hava güzel, manzara güzel, biz güzel, tutturmuşuz bir sohbet güzel.. ''Ay çok yorulduk, kızlar şurda bi fotoğraf çekilebilir miyiz?" diye bir ses geliyor yüksek perdeden. Biz iki naif, biz iki saf, bunu zarif bir soru cümlesi sanıyor, kibarca "tabi tabi" diyoruz. Fakat biz daha ikinci "tabi"ye geçemeden Doğu Alman güreşçisi boyutlarındaki enine boyuna ablamız tüm eşyalarını masanın yarısına yerleştirip gelip

.. ve ekledi: why not?

Resim
Ruanda, Afrika'nın denize kıyısı olmayan küçük bir ülkesi. Ben bu ülkeyi 1994 yılında yaşadığı korkunç soykırım üzerine üniversitede hazırladığım bir ödevle tanıdım, ancak bu yazının konusu olmayacak bu soykırımın hikayesi. Pek çok benzerlerinde olduğu gibi zamanında görmezden gelinmiş, müdahale edilebilecekken edilmemiş, ancak iş işten geçtikten sonra bir şeyler yapılmaya çalışılmış, konuşulmaya, anlatılmaya ve ''soykırım'' diye adlandırılmaya başlanmış olan bu korkunç olayla ilgili ufak bir araştırmayla az çok bilgi sahibi olabilirsiniz. Bir de Otel Ruanda isimli bir film yapılmış hakkında, izlemesem de başarılı olduğunu duydum, buraya bırakıyorum. Ben size Ruanda'nın soykırımdan sonra yeniden doğuşu esnasında yaşadığı değişikliklerden birinden bahsedeceğim. Birkaç yıl önce Ruanda meclisinin yarısından fazlasını kadınların oluşturduğunu ve bunun dünyada bir başka emsali olmadığını okumuştum. Türkiye dahil olmak üzere pek çok ülkede kadınların karar mekaniz

Nar Tadında Alıntılar Vol1: İlber Ortaylı

Resim
İnsan denen yer yer mükemmel, yer yer aciz, son tahlilde oksimoron varlığın en büyük gerzekliklerinden biri de çoğunlukla açgözlülüğü ve hırsı yüzünden kendi içinde muntazaman ve görece huzurla yaşayan yerlere dalıp tüm her şeyi alt üst ederek hırslarını tatmin etmek, sonra da dengelerini bozduğu o yerlerden doğan problemlerin çözümü için düşünüp düşünüp hoop en başa, bozmadan önceki dengeye dönebilmek adına verdiği trajikomik mücadele.. Kaç binlerce yıllık insanlık tarihi, yine aynı basiretsizlik, yine aynı gerzeklik.  Neyse efenim, Nar Tadında Alıntılar'ı, İlber Ortaylı ile başlatıyorum. Bence pek lezzetliydi, bir de siz bakın bakalım: Kafa Dergisi Aralık 2015 sayısı İlber Hoca Kafası ''cumhuriyetle mi krallıkla mı yönetilmek istersiniz?!'' yazısından: ' ' [...] Ortadoğu diktatörlüklerini anlamak açısından Mısır son derece önemli bir örnektir. Çünkü bütün Arap liderleri Mısır'ın tezgahından geçmişlerdir. Ne kadar Mısır devletleriyle, bürokrasisiy