Yeni dostum: Fidan

Bugünümün güzelliği, yeni dostum Fidan.

Onunla, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi yanında bulunan GESAV, yani Geleneksel Türk El Sanatları Vakfı'nda tanıştık. Onu daha yakından tanıyabilmek için şimdi sözü çok kısaca kendisine bırakıyorum:
''İki yıl kadar önce Zuhal Üçok tarafından tasarlanmış ve sadece onun tarafından tek tek elde üretilen bir bez bebeğim. Ege bölgesinde dağ köylerinde yaşayan bir yörük kızıyım. ... İşte ben, bütün bu özelliklerin ana noktalarını yakalayarak ve YİNE BİZİM  BÜYÜKANNELERİMİZİN SANDIKLARINDAN ÇIKAN İŞLEMELER, OYALAR, DANTELLER kullanılarak üretilmiş bir BEZ BEBEĞİM. ... Bu arada bir çok kardeşim var. El yapımı olduğumuz için, hiç birimizin yüz ifadesi ve giysileri birbirimize benzemez.''
Fidan, GESAV'da bulunan yüzlerce el emeği sanat eserinden sadece biri. Bütün bu el sanatı ürünler, hem zarafetleriyle hem de fiyatlarıyla artık hemen hepsi Çin'den gelen fabrikasyon ucubelerle kıyaslanamayacak güzellikte. 

Fidan'ın tasarımcısı ve üretimcisi Zuhal Hanım, ona isim verirken zeytin fidanından esinlenmiş. Üretim sürecinde verdiği emekse tek kelimeyle göz nuru. Bunu Fidan'ı yakından ve dikkatle incelerseniz kolaylıkla anlayabilirsiniz. Peki kimdir bu Zuhal Üçok ve nerden çıkmıştır bu Fidan bebek fikri?
''İstanbul Kandillin Kız Lisesi mezunuyum. 7-8 yaslarında, bebeklerime elbiseler dikerek işe başladım. Lise yıllarında yaz tatillerinde akrabalara dikiş dikip harçlığımı çıkartıyordum. Allah vergisi yeteneğimi, modelistlik kursuna giderek teknik bilgilerle bütünleştirdikten sonra sırasıyla, çocuk, büyük beden ve el örgüsü imalatı ve ihracatı yaptım. Ve hep bir gün işi bırakıp, Ege’de bir yere yerleşip evimin bir odasında bebeklerimi yapmayı hayal ettim. Allah bu dileğimi kabul etti ki, Ayvalık-Cunda gibi bir cennete yerleşmeme ve bu hayali gerçekleştirmeme yardım etti. Bunun için önce Allah’a şükrediyor sonra gündüzler yetmeyip gece 2-3’lere kadar çalışırken bana büyük bir sabır gösteren, her zaman yanımda olan sevgili eşim Prof. Dr. Mete Üçok’a teşekkür ediyorum.''
diye anlatıyor kendini Zuhal Hanım samimiyetle. 


Ben Fidan'ı çok sevdim, çünkü Fidan'ın yüzünde samimi bir gülümseme var, oyuncak mağazalarında satılan sevimsiz bebeklerin yüzlerinin aksine. Ben Fidan'ı çok sevdim, çünkü benim Fidan'ım eşsiz, ondan başka yok, üretim bantlarında üretilmiyor ve bir ruhu var; Fidan oluşurken kim bilir Zuhal Hanım neler düşünüyordu, ne hislerle Fidan dünyaya geldi ve gerçek oldu, kim bilir yazması, oyaları kimlerden Fidan'a miras kaldı ve kim bilir Fidan o samimi gülüşünü hangi güzel ruhtan emanet aldı... 

Ben Fidan'ı çok sevdim, eminim tanısanız siz de seversiniz.


Kaynaklar: 

  1. www.fidanbezbebek.com.tr
  2. https://www.facebook.com/gesavelsanatlari/info








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'den Defolup Gitmek

Goethe'nin İtalya Seyahati'nden Bize Kalan

Gülümseyen Van Gogh: "Çiçek Açan Badem Ağacı"